top of page

 

ADALET; Ä°slâm’ın çok önem verdiÄŸi konulardan birisidir. “Hakkı teslim etmek ve kim olursa olsun eÅŸit muamelede bulunmak” manasına gelir. Peygamberimiz buna çok dikkat eder, “suçu iÅŸleyen kızım Fatıma bile olsa cezasını veririm” buyururdu.

Fert ve cemiyetlerin hayatı bu ilahî prensiple düzene girer. Adaletin ortadan kalkıp, zulmün hakim olduÄŸu bir cemiyette huzur ve güven kalmaz.

Bütün Peygamberler ümmetlerine adeleti emretmiÅŸlerdir. Kur’an’ın ayetine göre Peygamberimiz: “Aranızda adaleti icra etmekle emrolundum” buyurmuÅŸtur. (Åžûra Sûresi, 15. ayet)

Müslümanların hak ve adaletin dışında herhangi bir ÅŸeyin tesiri altında kalmamaları gerekir. Her yerde doÄŸru konuÅŸmak adalettir.

Adalet, Allah’ın emirlerine uymak, yasaklarından kaçınmakla gerçekleÅŸir. Suçluya cezasını vermek de adalettir. Mevki ve makam sahiplerinin adaletin pençesinden kurtulmaya çalışmaları zulümdür. Böyle hallerde toplum düzeni kökünden sarsılır.

İslâm adalet dinidir. İslâm devleti âdil insanlarla yücelmiÅŸtir. Allah’ın mübarek isimlerinden birisi de El-Adl, yani kullarına adaletle hükmedicidir.

Mutlak manadaki adaleti ancak yüce Allah gösterir. Kıyamet günü ilahî mahkeme kurulacak ve herkes kazandığının karşılığını eksiksiz olarak görecektir. Günah iÅŸleyen ceza, sevap iÅŸleyen mükafat bulacaktır. Allah’ın adaleti kesindir.

Nisâ Sûresi’nin 135.ayetinde ÅŸöyle buyurulur:
“Ey iman edenler, kendiniz, anne-babanız ve akrabanız aleyhine bile olsa Allah için ÅŸahitlik yaparak adaleti yerine getirenlerden olun. ister zengin, ister fakir olsun farketmez. Allah onlara daha yakındır. Adaletten yüz çevirerek nefsin arzusuna uymayın. Åžayet dilinizi eÄŸer veya yüz çevirirseniz, iyi bilin ki Allah yaptıklarınızdan haberdârdır.”

İslâm’da Adalet Örneklerinden Biri
Adaletin en güzel örneÄŸini Müslümanlar vermiÅŸlerdir. Çünkü islâmiyetin adalet mefhûmuna kattığı mânâ, bütün tasavvurların üstündedir, “insanlar Adem’den, Adem de topraktan yaratılmıştır”. “Ne Arab’ın Arap olmayana, ne de Arap olmayanın Arab’a bir üstünlüÄŸü vardır… Üstünlük takvadadır”. “Ey İnsanlar! Biz sizi bir erkekle bir diÅŸiden yarattık. Birbirinizi tanımanız için sizi ÅŸubelere ve kabilelere ayırdık. Åžüphe yok ki Allah yanında en saygı deÄŸeriniz, günahtan en çok korunanızdır.” sözlerini bu din ilân etmiÅŸtir.

Bu üstün terbiye ile Cenâb-ı Peygamberin rahlesinde yetiÅŸen Hazret-i Ömer (r.a.) kendini ÅŸerefli görerek, baÅŸkasını hiçe sayıp hakarette bulunan kimseyi asla affetmemiÅŸtir. Buna en güzel örnek: Kisrâ ve Kayser’in devletini yıkan, saltanatını alt üst eden Mısır fâtihi Amr bin As’ın oÄŸlu, babasının mevkiine dayanarak haksız yere bir kıptiyi hiçe sayıp tokatlamıştı. Durumdan haberdar edilen Hazret-i Ömer’in bu çirkin olay karşısında rengi deÄŸiÅŸmiÅŸ, kısas yapılması için Amr’e emir vermiÅŸ ve ÅŸu cümleleri de ilâve etmiÅŸti: “Ey Amr! Analarından hür olarak doÄŸan insanları ne vakit köle ettiniz?”

iÅŸte adalet ve eÅŸitlik konusunda bu derece hassas olan Hz.Ömer devrinde ikinci hâdiseden bahsetmek, konumuzu daha iyi aydınlatır:

Hz. Ali (r.a.) âdeti üzere Hz. Ömer’i ziyarete gelmiÅŸti. Sohbet ederlerken, bir adam halifenin huzuruna çıktı ve gayet açık bir ifâdeyle söze baÅŸlayarak Ebû Talib’in oÄŸlu Ali’den ÅŸikâyetçi olduÄŸunu söyledi. Bunun üzerine, az öncesine kadar kardeÅŸ gibi baÅŸbaÅŸa verip sohbet ettiÄŸi arkadaşına karşı tavrını deÄŸiÅŸtiren Hz. Ömer (r.a.):

– Ey Abelhasen! Kalk da davacı ile birlikte bulun…” diye emir verdi. Hz. Ali derhal kalkıp davacının yanında yerini aldı. iki taraf da dinlendi, delilleri karşılaÅŸtırıldı ve netice hükme baÄŸlandı. Davacı ayrılıp gittikten sonra, Hz. Ali’nin yüz hatlarından, müteessir olduÄŸu anlaşılıyordu. Hz. Ömer bunu farketmekte gecikmedi ve:

– Ey Ali! Adalet ve hükmümden memnun olmadın mı? Hz. Ali böyle bir soru bekliyordu, derhal cevap verdi:

– Evet, memnun olmadım…

– Niçin?

– Çünkü siz davacının yanında bana künyemle hitap ettiniz, “Ey Ebelhasen” dediniz. Bilirsiniz ki künye ile çağırmak Araplarda bir saygı ifadesidir. Hasmımın yanında beni künyemle çağırmanızı adaletinize yakıştıramadım!..

Bu cevaba son derece sevinen ve duygulanan Hz. Ömer:

– Allah senden razı olsun ey Ali! Beni irÅŸad ettin, diyerek yerinden kalktı ve Hz. Ali’yi kucaklayarak gözlerinden öptü.

İnsanlık tarihinde hangi’milletin fertleri ve hükümdarları hak ve adalete bu derece saygı göstermiÅŸtir?.. Evet, bunun birçok örneklerini yine ancak İslâm tarihinde görebiliriz. Müslüman, en zayıf ve en aÅŸağı bir kardeÅŸinin hukukça kendisine denk olduÄŸundan ÅŸüphe ederse, o olgun bir Müslüman deÄŸildir.

iÅŸte bu adalettir ki muhtacına verilen sadakayı, fakirlere karşı bir minnet deÄŸil, belki sadaka vermeye muktedir kimselerin mallarından harcamayı gerektiren bir borç kılmış; zengine bu hakkı ödeme hususunda da eÅŸitlik mefhumunu bozacak böbürlenme imkânını vermemiÅŸtir.

(İslâm Türk Tarihinin Altın Sahifeleri, Celal Yıldırım, S: 211-213)

HZ.ÖMER'İN ADALETİ

bottom of page